Ana içeriğe atla

Aynalar


       
Aynalar

anlamsız kılındı her şey ve
ben boşluğa bakakaldım.
bir şiir aldım önüme
uzun uzun ağladım.
pek de anlamam bu işlerden
ve ben ağlamayı aslında bilmem.
gözyaşlarım dökülmez benim,
ben gözyaşlarımı hiç görmedim.
bir masada yalnız oturmanın
acısını da yalnız ben bilirim.

akşam üzeri çöktüğünde
kendi köşeme çekilirim,
insanları izlerim.
insanlar boş,insanlar hırsla dolmuş.
yaşamak ağır gelmiş omuzlarına
ama o,ağırlığı hissetmeden
yoluna devam etmiş.

bir saksıda bir çiçek
ne kadar büyürse ben de
hayatta o kadar büyüdüm işte.
tutunamadım sonra,
beni ektikleri toprağa.

içime doğru ağladım.
içime doğru ağladım.
anlamsız kılındı her şey ve
ben boşluğa bakakaldım.
bir şiir aldım önüme
uzun uzun ağladım.

dünya denilen yerde yaşamanın
acısını da yalnız yine ben bilirim.
sokaklarda ölmüş çiçekler varken,
oradan oraya savrulurken,
ve kimse "her şeyi" görmezden gelirken
ben bunları görmezden gelemem.
ben,bunları görmezden gelemem.

ve ben bir zamanlar kaybolmuştum
bir sandalyenin arkasına hapsolmuştum.
keşke hiç bulmasaydı annem beni,
ve ben keşke görmeseydim bu cehennemi.

çocuklar gülerek uzaklaşırken
yanımdan,
ben gülerek uzaklaştım diğer
yarımdan,
terk ettim kendimi.
yüzüme bile bakmadım.
yokluğumu ilk fark eden aynalar oldu.
aynalar benim en büyük dostumdu.

karanlık bir yolda yapayalnız
bırakıldım ben.
yanlarından geçtim
kimseler görmedi.
saçlarına,yüzlerine,ayaklarına dokundum.
kimse hissetmedi.

oturdum ve kendime sarıldım.
içime doğru ağladım,
anlamsız kılındı her şey ve
ben boşluğa bakakaldım.
bir şiir aldım önüme uzun uzun
ağladım.
bir,şiir aldım önüme uzun uzun
ağladım.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Osmanlı Hukukunda Evlenme ve Boşanma

1.       İSLAM’DA EVLENME VE NİŞANLANMA    İslam aile hukuku genel olarak ‘’ahval-i şahsiye’’ –yani şahısların hukuki varlıklarıyla ilgili olan hukuki halleridir- diye ifade edilmektedir. Bu ‘’ahval-i şahsiye’’ deyiminin ise anlam yelpazesi oldukça genişti.  Evlenme, velayet, boşanma vs. gibi konuları içinde barındırırdı. İslam hukukunda evlenmeyi ifade etmek için kullanılan terim ‘’nikah’’ idi. Kelime anlamı ise cinsi münasebet idi. Nikah ise bu cinsi münasebeti meşru kılıyordu. İslamiyet’te evlenmenin klasik tarifi ise erkeğin yanında duran bir tarifti. Şöyle ki Roma hukukundan bu yana evlenmek, karı koca arasında hayat ortaklığını ifade ederdi. Fakat kilise bu yorumu yani evlenmeyi, eşlerden, her birine diğerinin vücudundan faydalanma hakkı olarak değiştirmişti. Klasik İslam evlenme tarifi de işte böyleydi. Hatta İslam’da kadının erkeğin vücudu üzerinde herhangi bir hakka sahip olması söz konusu bile değildi. Bu anlayış yalnızca Hanefi mezhebin...

Ali Şükrü ve Topal Osman Olayı I

       Ali Şükrü Bey ve Giresunlu Osman (Topal) Ağa. Biri TBMM’nin içerisindeki İkinci Grubun önemli sözcüsü ve sert muhalifi diğeri ise Mustafa Kemal Paşa’nın Koruma Birliği Komutanı. Lozan’ın kesintiye uğradığı ve Meclis’te sert tartışmaların yaşandığı 1923 yılının Mart ayında, Ali Şükrü Bey’in aniden ortadan kaybolması yaşanan tartışmaları daha da körüklemişti. Olay, Ali Şükrü Bey’in 27 Mart 1923 tarihinde Meclis’e gitmek için evinden çıkması ve bir daha eve dönmemesiyle başlamıştı.      İkinci Grubun önemli sözcüsü kaybolmuştu ve bunu ilk fark eden ise, kardeşi Bahriye Daire Reisi Yarbay Şevket Bey olmuş ve icâleten Başvekil Rauf Bey’e bildirmişti. Şevket Bey, Ali Şükrü Bey’in en son Karaoğlan Çarşısı köşesindeki Kuyulu Kahve’de otururken, yanına gelen Topal Osman Ağa’nın Muhafız Bölük Kumandanı Mustafa Kaptan’la birlikte gittiklerinin görüldüğü bilgisini vermişti. Rauf Bey aralarındaki konuşmayı ise anılarına şöyle yazmıştı: ’’Lozan’da müza...

Oryantalizm Üzerine III

3.Alexander William Kinglake’in Seyahatnemesi 3.1. Doğu’ya Bakışı      Alexander William Kinglake, 1844 yılında Eothen adlı seyahatnamesini yazmıştı. Bu Seyahatnamesini besleyen şey ise ‘’Doğu’’ya yapmış olduğu seyahat idi. Burada görmüş olduğu günyayı figüratif bir şekilde anlatmayı tercih etmişti.      İngiltere’den çıkıp İstanbul’a gelen Alexander William Kinglake’nin seyahat güzergahı ise şöyleydi: ‘’Truva, İzmir, Anadolu Toprakları, Şam, Gaza, Kudüs gibi daha çok Osmanlı topraklarını kapsıyordu. İşte buralara yaptığı yolculuk anılarını ‘’Eothen’’ adlı seyahatnamesinde toplamıştı. Bu yolculuk bir nevi hem zorunluluktu hem de merak meselesiydi. Öyle ki o dönemde Avrupa’da önemli bir yer edinmiş erkeklerin en az bir kez Doğu seyahati yapması alışıldık bir durumdu. Schiffer’in verdiği bilgilere göre Viktorya döneminde İngiliz seyyahlarının büyük çoğunluğu yukarı orta tabaka insanlarından oluştuğu doğrultusundaydı.    ...