Aynalar
anlamsız kılındı her şey ve
ben boşluğa bakakaldım.
bir şiir aldım önüme
uzun uzun ağladım.
pek de anlamam bu işlerden
ve ben ağlamayı aslında bilmem.
gözyaşlarım dökülmez benim,
ben gözyaşlarımı hiç görmedim.
bir masada yalnız oturmanın
acısını da yalnız ben bilirim.
akşam üzeri çöktüğünde
kendi köşeme çekilirim,
insanları izlerim.
insanlar boş,insanlar hırsla dolmuş.
yaşamak ağır gelmiş omuzlarına
ama o,ağırlığı hissetmeden
yoluna devam etmiş.
bir saksıda bir çiçek
ne kadar büyürse ben de
hayatta o kadar büyüdüm işte.
tutunamadım sonra,
beni ektikleri toprağa.
içime doğru ağladım.
içime doğru ağladım.
anlamsız kılındı her şey ve
ben boşluğa bakakaldım.
bir şiir aldım önüme
uzun uzun ağladım.
dünya denilen yerde yaşamanın
acısını da yalnız yine ben bilirim.
sokaklarda ölmüş çiçekler varken,
oradan oraya savrulurken,
ve kimse "her şeyi" görmezden gelirken
ben bunları görmezden gelemem.
ben,bunları görmezden gelemem.
ve ben bir zamanlar kaybolmuştum
bir sandalyenin arkasına hapsolmuştum.
keşke hiç bulmasaydı annem beni,
ve ben keşke görmeseydim bu cehennemi.
çocuklar gülerek uzaklaşırken
yanımdan,
ben gülerek uzaklaştım diğer
yarımdan,
terk ettim kendimi.
yüzüme bile bakmadım.
yokluğumu ilk fark eden aynalar oldu.
aynalar benim en büyük dostumdu.
karanlık bir yolda yapayalnız
bırakıldım ben.
yanlarından geçtim
kimseler görmedi.
saçlarına,yüzlerine,ayaklarına dokundum.
kimse hissetmedi.
oturdum ve kendime sarıldım.
içime doğru ağladım,
anlamsız kılındı her şey ve
ben boşluğa bakakaldım.
bir şiir aldım önüme uzun uzun
ağladım.
bir,şiir aldım önüme uzun uzun
ağladım.
Yorumlar
Yorum Gönder