2.1. Lady
Montagu ve Türk Hamamı
Lady Montagu, Batılı
seyyahlar arasından kendisine ayrı bir yer edinmeyi başarmış bir seyyahtı. Bu
başarısını da şüphesiz Osmanlı İmparatorluğu’nu kendinden önceki erkek
seyyahlardan daha farklı yorumlamasıyla olmuştu. Türkiye Mektupları’nda şöyle diyecekti: ‘’Sıcak su kaynakları ile ünlenen Sofya’da en çok dikkatimi çeken şey
hamamlardı.’’[1]
Lady Montagu, mektuplarında gittiği güzel bir hamamı tasvir etmişti. İlk
bölümde hamamın giriş kapısını ve orta yaşın üstünde, güler yüzlü birileri
tarafından karşılandığını, ikinci bölümde sıcak ve soğuk su çeşmelerinin
bulunduğunu ve kadınların mermerlere uzanarak yattığını üçüncü bölümde de buhar
ve kükürtlü suların varlığından bahseder. Fakat Lady Montagu seyahat
elbiselerinin üzerinde olması sebebiyle banyo yapamamıştır. Hatta kadınların
kendisine soyunması ve banyo yapmaları için ısrar da etmişlerdir. Lady banyo
yapamamasının nedenini de kocasının izni olmadan beline bağladığı kemeri
çıkaramaz, bu durumdayken de hamama giremez.
Lady Montagu, Türk hamamını anlattığı
kendinden önceki seyyahların ve şarkiyatçıların bakış açısına ve düşüncelerine
de karşı çıkmıştır. Oryantalistlere göre Türk hamamı yasak zevklerin özgürce
yaşadığı yer, hamama giden doğulu erkek ve kadınları da eşcinsel olarak
tanımlar. Oysa Lady Montagu, seyahat elbiselerinin olmasına rağmen hamamdaki
kadınların kendisine gülmediğini aksine güler yüzlü karşılandığını, kendisine
‘’güzel, güzel pek güzel’’ diye iltifatların edildiğini dahi yazıyordu.[2] Bunun yanı sıra Osmanlı
kadınlarının mermere çıplak olarak uzandıklarını, hizmetçilerin hanımlarının
saçlarını ördüklerinden bahsetmişti. Osmanlı kadınlarının tanrıça tabloları
kadar mükemmel inci ve kurdelelerle süslü bukleli saçları, ışık gibi parlayan
tenlere sahip olduklarını yazıyordu.
Doğu’yu ziyaret eden erkek seyyahlar,
hamamı eşcinsel erkeklerin ve lezbiyen kadınların toplandıkları yer olduğu,
doğulu kadınların ise doyumsuz cinsel iştahı olan kadınlar olarak tasvir
etmişlerdir.[3]
Lady Montagu diğer seyyahların dikkatini
çekmeyen yahut çekse de fazla üzerinde durmadığı bir konu üzerinden, doğu
imgesini belirtir mektuplarında. Bu konu ise Osmanlı kadınlarının giyindikleri
entarilerdir. Osmanlı kadınları belirli bir modaya uymuyorlardı. Kendi sosyal
sınıflarına ve yaşadıkları bölgeye göre giyiniyorlardı. Öyle ki halk, üst
sınıf, Hıristiyan veya Yahudi, cemaat üyeleri gibi unsurlar giyindikleri
elbiselerden belli olmaktaydı. Bilindiği üzere ipek giyinme ve altın takma
yalnızca kadınlarda özgür biçimde uygulanmaktaydı. Büyük şehirlerde kadınlar
evlerde ferace giyerken Anadolu’da kadınlar şalvar ve gömlek ile
dolaşmaktaydılar.[4]
Bunun yanı sıra büyük şehirlerde kadınlar
bütünüyle kapalıyken Anadolu’da serbestlerdir. Lady Montagu’nünde de entari
ilginç bir yer bulmuştu kendine. Çünkü Lady’nin belirttiğine göre Türk
kadınının giyim ve kuşamının Batılılar tarafından fantastik bulunmaktaydı. Öyle
ki Kraliçe I. Elizabeth bile İstanbul’a gönderdiği ilk elçisinden kendisine bir
entari getirmesini istemişti. Bir başka örnek verilecek olursa Daniel Defoe,
Roxana’sında zengin sevgilisini Türk elbisesi giyerek baştan çıkarmaya çalışır.
Batılının gözünde işte böyle bir önemi vardı entarinin.
Entari Lady Montagu’nun öyle hoşuna
gitmişti ki, mektubuna ‘’şu anda üzerimde
entarim var’’ diye başlar. Daha sonra da entarisini detaylı olarak tasvir
edecektir. Bu detaylı tasviri ve cübbe, kaftan gibi elbiseleri de denemesi onun
gittiği yerleri daha iyi anlamaya çalıştığını gösterir. Onun yorumuna göre
ferace dışarıda giyinildiğini için Osmanlı kadınlarının gizlenmede en büyük
yardımcısı olduğu, kimliğinin böylelikle gizlendiğini ve bu durumun Türk
kadınlarını dünyanın en özgür kadınları yaptığı görüşündedir.
Lady Montagu bu seyahatini ve
düşüncelerini daha da derinleştirir. Kendisi kadınlara ait olan dünyadan çıktığında
Osmanlı dünyasını anlatmanın kendisi açısından zorlaştığını söyler. Bunları da
Alexander Pope’a yazdığı mektupta itiraf eder. Pope’a, Homer’in yaşadığı bu
topraklardan geçtiğinde o ünlü yapıtı İlyada ve Odessa’yı daha iyi anladığını
belirtir. [5] Buradaki insanları ise
şöyle gözlemlemişti Lady: ‘’Burada
sıradan insanların konuştuğu dil ile saraylıların dili birbirinden oldukça
farklı… ayrıca şiirde kullandıkları dilin kendisine mahsus bir anlam
derinliği’’ olduğundan baseder.
[1] Hasan Baktır, Lady Montagou’nün Türkiye Mektupları’na Etnografik Bir Bakış, Kare,
1/1 Ocak 2018, s.18
[2] Baktır, Lady Montagou’nün Türkiye Mektupları’na Etnografik Bir Bakış, s.18
[3] Baktır, Lady Montagou’nün Türkiye Mektupları’na Etnografik Bir Bakış, s.19
[4] Baktır, Lady Montagou’nün Türkiye Mektupları’na Etnografik Bir Bakış, s.20
[5] Baktır, Lady Montagou’nün Türkiye Mektupları’na Etnografik Bir Bakış, s.23
Yorumlar
Yorum Gönder