Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Susmuşuz Konuşmuyoruz Musayla

            Susmuşuz Konuşmuyoruz Musayla I. sanki bütün sular şelaleden değilde içimden oraya döküldü. uzaklardan bir yavan çığlık duyuluyor bir ip sallanıyor karşımda duvar susmuş, pencere kapanmış bir adam kendini o iple boşluğa bırakmış. II. şaşkınlıkla etrafıma bakıyorum hiçbir şeye anlam veremiyorum karşımda yedi peygamber durmuş konuşmak istiyorlar benimle tam karşımda Adem, yanında Nuh sağımda Musa solumda İsa arkamda Yunus hepimiz susmuşuz. suskunluk lisanım oldu sonra baktığım yerleri göremez oldum Yunus bana seslendi, duymadım Musa asasıyla bana uzandı, dokunamadım. Nuh ile birlikte o tufandan ben kaçmadım. hiçbir yere gitmedim nasıl gidebilirdim ki hem karşımda yedi peygamber durmuş ip boşlukta sallanmış bir adam kendini boşluğa bırakmış. -hepsi bir hayalmiş yedi peygamber değil beş tanelermiş." III. şimdilerde hiçbir yol gitmiyor bir yerlere bir boşluk sallanıyor yukarılarda sanki bulutlar hızl...

Yol

                      Yol vurulduğunda düşersin,ben düşmedim inanmadım da hiçbir masala. gerçeklikten uzak olan hiçbir şeye.. ne varlığa ne yokluğa ne açlığa ne de tokluğa hiçbir şeye inanmadım ben. şu hayatta ağzı açık gezen hep bendim, olanlara şaşkınlıkla bakarken ayağım kayıverdi hayat denen illete düştüm, annemin rahminden. ben doğarken hiçbir olay yaşanmamıştı, ne yağmurlar ağlamıştı, ne güneş gülmüştü ne de nurlar saçılmıştı etrafa. hiçbir şey.. hiçbir şey olmamıştı hayata kök saldığımda bir acının peşimden koşacağını bilemezdim. ne kadar koştuysam bir o kadar yakınlaştım, ne kadar yakınlaştıysam bir o kadar uzaklaştım kendi çığlığımı kendim duyduğumdan beri diğer çığlıklara, kulaklarımı tıkadım. açmadım. yıllarca. asırlaca. her şeye köşe başından bakan da bendim bu kırgınlık ki uzar gider, düşünme sen beni. ayaklarımın altına aldığım hiçbir yol gitmiyor. dedim ben sana gelmek için çok u...

Birhan'a Yakarış

                  Birhan'a Yakarış hiçbir cümle açıklamıyor artık beni bir pencereden uzakları izlemenin burukluğu ve kırgınlığı var üzerimde tüm çemberlerin dışında kaldım ben. yazıyorum bu şiiri de dışında kaldığım çemberden. bir tufan ki içimde dinmek bilmiyor ne öldürüyor ne sürüklüyor. bu da geçer dediğim ne varsa geçmedi. hepsini yastığımın altından her gece, itinayla her gece, çıkardım. ve gözlerinin içine baktım ağladım. bağırdım. çığlık attım. ama duyulmadım. dedim ya ben o çemberin dışında kaldım. hiçbir şiir ağlayamaz artık beni çünkü ağlayacak çanaklar kurudu,biliyorsun. o acı suyu içtiğimden beri iyi değilim, görüyorsun. kapının eşiğinde bıraktın beni, dediydim ne içeri girebildim ne de bir adım ileri gidebildim yıllardır orada yaşadım ve seni de orada yaşattım. ama ben çok yıprandım. evrenin en büyük çölü içimde oluştu, bak. içimde çıkan yangını bastıramadım. bahsettiğim o acı suyu içtiğimden ...

Mucize

              Mucize            kelimelerle girdiğim tüm yollar sana çıkıyor. bilmedin ve görmedin, anlamadın da. savruldum veya kanadım.. kimin umurunda? satırlar içime döküldü çağın tüm çıplaklığını kelimelerde ve aynalarda ve oradaki insanlarda gördüm inan, inan ve eğil kulak ver, orada ki insanlar yok oluyorlar. hangi şiir beni bu hale getirdi, hangi şair beni derinden etkiledi. bilmiyorum. hangi kalem beni uçuruma götürüp, ucundan döndürdü  ve hangi kadın beni o uçurumdan aşağıya düşürdü. içime dolan her şeyi o masaya ve kağıda ve kaleme kustum ben. rahatladığımı sandım ama sabah uyandığımda kustuğum kelimeler  kapının eşiğinde beni bekliyorlardı uyan, diyorlardı sanki uyan ve içine al bizi. uyandım ve içime aldım, sustum,konuşmadım. sonra bir şiir kendi kendine yazıldı, elimi ve kalemimi oynatmadım bu sefer ben şiire değil  şii...

Tabure

      Tabure duyulmaz bir çığlıktır bu herkes sağırdır. bir daha konuşmazsın ve anlatamadığında susarsın. bir yağmura tutulmuş gibiyim dinmek bilmeyen bir yağmur, sürüklüyor bir yerlere evleri evler ile birlikte beni akıntıya karşı ne kadar yüzebilir ki insan, ve kim görebilir aydınlığı karanlığa batmadan. içimde yaşadığım sarsıntıları ben size anlatamam. hayat denen ağırlığı inanın kaldıramam. bu çiçekli bahçelerde yürümeyi kim öğretti bize? her an bir rüzgar var görmüyor musunuz? bizi yıkmaya çalışan, çabalıyoruz,yıkılmayacağız diyoruz kendimizi yerde buluyoruz. anlattım ve döktüm kelimeleri kelimelerle ağladım sana kelimelerle yandım. en çok da sana yandım yıkılıyoruz sandın çektim çıkardım ceketimi çıkarıp o duvara astım. senin bedeninde bir darağacı yaptım,çıktım tabureye kendimi astım. dünya sarsıldı ve kelimeler ağladı, anlatamadın kimseye ama sen de yandın. çekildin o sandığın bir köşesine oturup ağladın. he...

Boşluk

        Boşluk herkes birbirine yokuştur, züleyha. sana yokuş olana sen düzlük oldun. kendi yolunda ona yollar açtın. ama sen ama sen dağ gibi bir yokuşu tek başına çıktın. kandırıldın züleyha ama yılmadın. çıktın en sevdiğin pencereye -seni seviyorum, diye bağırdın! sonra usulca çiçekleri suladın pencereyi kapattın. -ama seni yokuştan aşağıya nasıl attığını unutmadın- dikenlerle dolu bir gül bahçesine geldin,züleyha. bir hevesle. gözlerinin içine bakarak her şey güzel olacak, dediydi inandıydın, sen de. kandırıldın, züleyha ama yılmadın. çıktın en sevdiğin pencereye, -seni seviyorum lan! diye bağırdın. sonra usulca çiçekleri suladın pencereyi kapattın bu sefer ağladın. -ama seni o dikenlere nasıl ittiğini unutmadın- her şeyi tek tek unutup züleyha, her şeyi tek tek unutup girdin koluna ve çıktın bir yolculuğa. uçurumun kenarına gittiniz denizi ve birbirinizi seyrettiniz. ne de güzel bakıyordun,züleyha ne kadar sevgi d...

Aynalar

        Aynalar anlamsız kılındı her şey ve ben boşluğa bakakaldım. bir şiir aldım önüme uzun uzun ağladım. pek de anlamam bu işlerden ve ben ağlamayı aslında bilmem. gözyaşlarım dökülmez benim, ben gözyaşlarımı hiç görmedim. bir masada yalnız oturmanın acısını da yalnız ben bilirim. akşam üzeri çöktüğünde kendi köşeme çekilirim, insanları izlerim. insanlar boş,insanlar hırsla dolmuş. yaşamak ağır gelmiş omuzlarına ama o,ağırlığı hissetmeden yoluna devam etmiş. bir saksıda bir çiçek ne kadar büyürse ben de hayatta o kadar büyüdüm işte. tutunamadım sonra, beni ektikleri toprağa. içime doğru ağladım. içime doğru ağladım. anlamsız kılındı her şey ve ben boşluğa bakakaldım. bir şiir aldım önüme uzun uzun ağladım. dünya denilen yerde yaşamanın acısını da yalnız yine ben bilirim. sokaklarda ölmüş çiçekler varken, oradan oraya savrulurken, ve kimse "her şeyi" görmezden gelirken ben bunları görmezden gelemem. ben,bunları görmezden ...