BİR BARBAR GİBİ
bitmeye yakın ne varsa başlatmıştın ellerinle
ellerinle başarmıştın tüm bu olanları
değip çekmiştin yüreğime ellerini
ellerini alıp içime çekmek istedikçe çırpınan ayakların
özenle seçmiştim kuyuna atacağım taşları.
bir korku bir ürpermekten öteye geçememek
bir gürültü sonra
aşkının kayaları mı devriliyor ne
taş mı atacağız birbirimize
sana gül bahçesi vaat etmeyenlerden kaçıp
taş bahçeleri vaat edenlere mi sığındın yoksa
yoksa ellerine tapmayanlara mı ilgi duydun
madem içine alacağın taşları özenle seçmedin
ben de özenle durmam artık kalbinin karşısında
çünkü değeri bilinmeyen taşları
madenciler habersizce parçalarlardı
parçalanmıştım.
un ufak olmuştum demiyorum ama parçalanmıştım.
parçalayanın ismini sorduklarında
işaret parmağımı sana doğrutlmamıştım ama
parçalanmıştım
artık
artık kasıklarından doğan sevgilerin peşini bırakmalısın
süt veren yerlerinin arkasında ne de
güzel bahçelerin vardı senin
bahçelerinden duyulan o armonik sesin, hüzün kokuyordu.
hüzün kokuyordu artık ellerin
sen de zaten içine alacağın taşları özenle seçmemiştin
dedim, ben de durmam artık özenle karşısında kalbinin.
Yorumlar
Yorum Gönder