düşmek günah olsaydı
işte başladık acı yüklü yolları
tekrardan arşınlamaya
saatler vuruyorken yüreğimi
içimde hep bir yerlere geç kalmışlık hissi
dedim, uzun mesafeden geldim
o kadar uzundu ki zamanın ne olduğunu kaybettim
al ve sakla şimdi beni
bilmem sandıkta bilmem yastık altında
ama sakla
ben açığa vurulmayı sevmedim ki hiçbir zaman
açıldığım tüm denizlerde de boğuldum zaten
güvenmek bana göre değildi boğulurken anladım
ama her defasında yeniden açıldım
gemiler üstümden geçti
gökyüzü üstümden geçti
ama ben yılmadım
hududuma dayanan umutlara kapıları kapayalı çok oldu
açtırma bana o kapıları
açtırma ki yeniden savaşmayayım
yeniden kaybetmeyeyim
yenik düşmeyeyim
usulca kalktım işte bu masadan
ardımda umutlar
ardımda yasaklı şeyler
ardımda adem ile havva yerken yasak elmayı
ben gözlerimi kapadım
tanrım!
ben bir günaha battım
kırmızı çizginin ötesindeyim artık
burada günah var mı onu da bilmiyorum
düşmek günah olsaydı keşke
o zaman daha ihtiyatlı olurdu belki kalbim
günler seni kovalarken geceler de beni kovalardı.
çünkü zırh gibi ağırlık yapan bu acılarla daha fazla
kaçamazdım ben.
kaçamadım da zaten.
oturdum kapıların önüne
kapıları zincire vurdum
dedim, ne kimse gelsin ne de kimse gitsin
sonra gittim pencereyi açtım
kapımı gözetledim
gelen var mı giden var mı diye
çelişkili bir insandım işte
dedim,
düşmek günah olsaydı keşke
o zaman daha ihtiyatlı olurdu belki kalbim
01.08.2018*
Yorumlar
Yorum Gönder