M.Ö.
IV. Binyılda Mezopotamya’ya gelen Sümerlilerden bu yana birçok tanrı
oluşturulmuştu. Sümerlileri yenerek buralara hakim olan Sami asıllı kavimler de
bu tanrıları oldukça benimsemişlerdir. Babil dininde ise hem Sümer hem Sami
dinsel gelenekler karışık olarak bulunmaktaydı. İnsanoğlu varlığı boyunca
tanrıların kendileriyle ilgili kararlar adlığına inanmış ve bu kararları
öğrenme isteği duymuştur. İşte bu istek de falcılığın ortaya çıkmasını
sağlamıştır. Bunun yanı sıra insanlar tanrıların hoşnutluğunu ve sevgisini
kazanmak amacıyla, kötü yazgılarını da değiştirmeyi isteyerek tanrılara
törenler düzenlemişler ve kurbanlar sunmuşlardı. Bunun yanı sıra
Mezopotamyalılar tanrıları için de şehirlerinde tapınaklar da inşa etmişlerdi.
Bu tapınaklarda görev yapan din kadınları ve din adamları ise sınıflara
ayrılmış bu sınıflara ayrılmalarının nedeni ise bu törenlerin nasıl
gerçekleştirileceği yahut törenlerde hangi şarkıların söyleneceği idi. Eski Mezopotamya ve Hitit toplumlarında rüyalar da kehanet vasıtası olarak
kullanılmıştır. Rüyalar sayesinde insanlar tanrıların isteklerini bildirebildiklerine inanıyorlardı,
gördükleri rüyalarda geleceğe yönelik kehanetlerde bulunuyorlardı. İnsanlar gördükleri rüyalarla tanrılara dileklerini
isteklerini söylüyorlar ve suçlarının bağışlanmasını istiyorlardı. Öyle ki Krallar sefere çıkmadan önce
nasıl hareket edeceklerini tanrıların desteğini nasıl sağlayacaklarını, düşmanlarının nasıl bir yol izleyeceklerini ve dönen entrikaları
da din adamlarına sorarak öğreniyorlardı.
1. Ağıt Yakma:
Mezopotamya insanları
yaşayacakları kötü bir şeyi önlemek için veya bu durumdan kurtulmak için din
adamlarıyla birlikte ağıtlar yakarlarmış. Bu ağıtlar ‘’gala’’ adı verilen din
adamlarının yönetimin gerçekleşirken ‘’kirugu’’ işaret düzenine göre ve din
adamlarına özgü bir lehçeyle gerçekleşiyordu. Sümerce ‘’Ersemma’’ ise ‘’tefin
ağıtı’’ anlamına gelmekteydi. Bu tür ağıtlarda ise övgü ilahileri, feryatlar ve
mitolojik feryatlar gibi motiflerin etrafında şekillenmişti. Örneğin İnanna ve
Dumuzi’nin tutsaklığı sonucunda şehir halkı yas tutmuş ve ağıtlar yakmışlardı.
Bu ersemmalar ise ‘’kalû’’ şarkıcıları tarafından söyleniyordu. Fakat bu
ersemmalar sadece bir konuyu dile getirmek değil daha genel bir anlam taşıyordu
Mezopotamyalı halklar için.
2. Namburri Ritüelleri:
Kötü kehanetin,
kötü bir yazgıyı yazmış ve kişisel tanrıyı sinirlendiren bir günah sonucu
olduğuna inanılıyordu. Bunlardan etkilenen insanlar için üzerlerinde kötü
etkiyi kaldırmak için namburbi ritüelleri yapılmaktaydı. Bu tören genelde kral,
etkilenen kişi ve cin kovucu din adamı tarafından yapılmaktaydı. Bu tören
sonunda kötü kehanetten etkilenen kişi normal yaşamına dönerdi. Bu ritüel ya
birkaç günden fazla sürüyordu ya da bir günden bile kısa sürebiliyordu. Yeni
Asur dönemi ile birlikte kötü kehanetlerden ve kötülüklerden korunmak için ise
yeni inşa edilen ev veya tapınakların alt döşemelerine koruyucu heykeller
bırakılmaktaydı.
3. Arındırma Ritüelleri
Arındırma
ritüellerinin amacı ise Tapınağın bir saldırıya uğramaması yahut gücenmiş bir
tanrıyı yatıştırmak için veya tapınağın herhangi bir felakete uğramaması için
yapılmaktaydı. Bu töreni gerçekleştirmek için ise birçok din adamı ve din
kadınının bulunması gerekmekteydi. Bu tören sırasında ise bir takım sıvıları
tapınağın belirli yerlerine saçıldığını ve bunu yaparak tapınağın
arındırıldığına inanılmaktaydı. Bu arındırmanın yanı sıra tapınaklar için
kurbanlar da kesmekteydiler. Tapınak arındırmasının yanında Yeni Yıl Bayramı adı
verilen bayramda da insanlar arınma törenleri düzenlemekteydiler.
4. Surpu Ritüelleri
Eskiçağdaki
insanlar lanet ve felaketlerden korunmak için kendi tanrılarına sığınırlardı.
İnsanlar üzerinde tanrının koruma özelliği yoksun kaldığı için insanlar kötülüklere
açık bir halde yaşıyorlardı. İşte bu lanetler sayesinde zalimleri bularak
onların yakıldığına inanıyorlardı. Surpu ritüelleri düzenleyerek tanrılarına
sadık olduklarını ve kendilerini kötülüklerden korumaları için dua ediliyordu.
Sümerlilerden
başlayarak birçok eski Mezopotamya uygarlıklarında beddualardan korunmak yahut
felaketlerden sakınmak, tanrılarını hoşnut edebilmek için çeşitli dini törenler
yapılmaktaydı. Kötülüğü yok edip sağlıklı ve mutlu bir yaşamı arzulayan bu
insanlar için ise bu dini ritüeller oldukça önemliydi.
Yorumlar
Yorum Gönder