Tabure duyulmaz bir çığlıktır bu herkes sağırdır. bir daha konuşmazsın ve anlatamadığında susarsın. bir yağmura tutulmuş gibiyim dinmek bilmeyen bir yağmur, sürüklüyor bir yerlere evleri evler ile birlikte beni akıntıya karşı ne kadar yüzebilir ki insan, ve kim görebilir aydınlığı karanlığa batmadan. içimde yaşadığım sarsıntıları ben size anlatamam. hayat denen ağırlığı inanın kaldıramam. bu çiçekli bahçelerde yürümeyi kim öğretti bize? her an bir rüzgar var görmüyor musunuz? bizi yıkmaya çalışan, çabalıyoruz,yıkılmayacağız diyoruz kendimizi yerde buluyoruz. anlattım ve döktüm kelimeleri kelimelerle ağladım sana kelimelerle yandım. en çok da sana yandım yıkılıyoruz sandın çektim çıkardım ceketimi çıkarıp o duvara astım. senin bedeninde bir darağacı yaptım,çıktım tabureye kendimi astım. dünya sarsıldı ve kelimeler ağladı, anlatamadın kimseye ama sen de yandın. çekildin o sandığın bir köşesine oturup ağladın. he...